LJUBLJANA: ADINI SÖYLEYEMEDİĞİM ŞEHİR

İtiraf etmeliyim ki; Avrupa Rüyası ile otobüsle Avrupa turu yapana kadar böyle bir ülkenin varlığından ya da bu şehrin böyle güzel olabileceğinden haberim yoktu. Tura kayıt olunca ismini bile tam söyleyemediğim bir şehir olduğunu fark ettim. Merak edip araştırdım. İtalya, Avusturya, Hırvatistan ve Macaristan arasında kalmış küçük bir ülkeymiş meğersem. Başkenti Ljubljana (hala okuyamıyorum) 300.000 civarında bir nüfusa sahip küçük yeşil bir şehirmiş. Eh iyi madem güzel bir tur olacak galiba derken o gün geldi ve Avrupa Rüyası otobüsümüz şehre ulaştı.
Aynı araştırmalarımdaki gibi bir şehir dersem yalan söylerim. Daha da güzel! Küçük bir yer olmasından mı bilmiyorum ama şehirde yaşayan herkes birbirini tanıyor gibiydi. Bize de etrafta yürürken selam verdiler. Bu durum Slovenya halkının gerçekten sıcakkanlı olmasıyla alakalı bir durum sanıyorum. Gerçekten de şehirdeki herkesi arkadaşınız gibi hissediyorsunuz. Bir de yeşil olduğunu öğrenmiştim ama bu kadarını beklemiyordum. İstanbul’da yaşayanlar bilir yeşil alan bulmanın zorluğunu. Bu şehir ise yemyeşil. Hatta etraf ağaçlarla kaplıymış da şehri içine yapmışlar gibi geliyor. Zaten bu şehirle ilgili araştırma yaparken Avrupa’nın en yeşil 3. ülkesi olarak Slovenya’yı görmüştüm. Haa bekliyor muydum evet ama bu kadar güzelini değil. Eh artık biraz da gezdiğim yerleri yazayım.

Üçlü Köprü: Ben adını gayet mantıklı buldum çünkü üç tane köprünün bir araya gelmesiyle oluşmuş bir yer. Şehrin ortasından Ljubljanica (bu da zor) Nehri geçiyor. Ve üzerinde de birkaç tane köprü var fakat en popüleri olan Üçlü Köprü olmuş. Bu köprü aynı zaman tarihi bir köprüymüş ve ilk yapım yılı 1280. Fakat deprem sonucunda yıkılınca günümüzdeki haliyle yeniden yapılmış.

Ejderha Köprüsü:
Yine aynı nehir üzerinde yapılmış başka bir köprü de Ejderha Köprüsü. İnsan neden ejdarha diye isimlendirir ki bu köprüyü diye merak ediyorsanız hemen bir ek bilgi vereyim. Nedeni Ljubljana şehrinin simgesinin ejderha olması ve bu köprünün her iki ucunda da ejderha heykellerinin yer alıyor olması.

Preseren Meydanı:
Bu zamana kadar dolaştığım gezdiğim her şehirde mutlaka bir meydan olmuştur. Ljubljana’da da Preseren Meydanı şehrin merkezi konumunda.Meydana geldiğinizde buraya ismini veren France Preseren’inheykelini görebilirsiniz.

Tivoli Park:
Şimdi o kadar yeşili bol bir şehir bulmuşken nereye gidilir? Tabii ki de temiz havaya ve yeşil alanlara. Hatta gidilmez koşulur. İşte Ljubljana’da Tivoli Park’ı da sırf yeşilini hissetmek biraz temiz hava almak için gezdim. Şöyle bi çimlere uzanıp gökyüzünü izlerken turun ad yorgunluğunu atmak gibisi yoktu valla!
Ben bu şehri çok sevdim; siz beni bırakıp gidin diyorum. Ama vaktimiz bitiyor ve şehirden ayrılıyoruz. Otobüse dönerken son bir temiz nefes daha çekiyorum. Yıllar sonra bile özlemle hatırlayacağım bir şehir oldu burası. Avrupa Rüyası ekibine bu şehri de rotalarına koydukları için ne kadar teşekkür etsem az. Siz de otobüsle Avrupa turu için artık nereye gideceğinizi biliyorsunuz dimi? Avrupa Rüyası tek adres!

YORUMLAR

  • Henüz yorum yok.

YORUM YAP