Avrupa Rüyası PLUS ile ziyaret edebileceğiniz Atina, Neolitik çağdaki ilk yerleşimden kalma uzun bir tarihi olan Avrupa'nın tarihi başkenti. Günümüzde ise görkemli anıtlarıyla rakipsiz ve çekici modern bir metropol olan kent, değerleri ve uygarlığı ile evrensel bir öneme sahip. Yunanistan'ın başkenti olan Atina, Osmanlı, Bizans ve Roma uygarlıklarının izlerini taşıyan mimarisiyle oldukça etkileyici bir kent. Kültürel ve sosyal yaşamı, simgesel yapılarda ve çevresinde ortaya çıkan şehrin hemen her kesiminden görülebilen muhteşem Akropol’ü, Yunanlılara evrensel miraslarını hatırlatıyor.
Bu listedeki hiçbir şeyi ciddiye almasanız bile bunu mutlaka alın. Acropolis’in gerçek anlamda kelime anlamı “yüksek şehir” ve bu da bolca tırmanacağınız merdivenlerin olması anlamına geliyor. Yukarıya çıktığınızda da düzgün yollar beklemeyin ve hele ki yağmura da denk gelirseniz diğer topuklu giyen turistlerle kayma yarışına girebilirsiniz. Merdivenler sadece Acropolis’te değil Atina’nın her yerinde karşınıza çıkacak. Dahası da şehirde Plaka gibi görülecek birçok yer Arnavut kaldırımı ile döşenmiş olduğundan topuklu yerine güzel ve rahat bir spor ayakkabı tercih etmeniz tüm gün boyunca yapacağınız en iyi seçim olur.
Atina’daki araç kiralama şirketleri genelde aracı size teslim etmeden önce sizi şehir dışına çıkartıp bir deneme sürüşü yapmanızı tavsiye ediyorlar. Bunun sebebi de çok açık zira şehrin dört bir yanında hız yapan motorluları ve trafik ışıkları başta olmak üzere hiçbir kurala uymayan insanlar görmek zor değil. Trafik ışıkları da ilginç bir şekilde arabadan görülmesi en zor olan yer olan oldukça yüksek yerlere asılmış olduğundan muhtemelen ulaşım için tabelalar yerine Google maps kullanacaksınız. Eğer adrenalin seviyorsanız elbette kullanabilirsiniz ancak değilseniz çok büyük sıkıntı yaşayabilirsiniz.
Parthenon kesinlikle muhteşem bir yer ve ayırabildiğiniz kadar zaman ayırın. Ancak özellikle temmuz, ağustos ya da eylül aylarında geldiyseniz burayı gezmek için sabah veya akşam saatlerini tercih edin. Şehrin de sembolü ve tam anlamıyla devasa bir taş olan Acropolis gelen güneşi de üzerinde kim varsa onları sıcaktan kavurmak için kullanıyor. Bu yüzden sabah açılış saati olan 8’de orda olun ve hem sıcaktan erime, kalp krizi veya diğer riskleri sıfıra indirin hem de rahat rahat çevrenin güzelliğine doyun.
Otelde sadece uyumak için olacağım, manzara o kadar da önemli değil demeyin. Tüm gün çok yorucu geçecek ve otele döndüğünüzde ayakkabılarınızı çıkarıp, güzel bir Yunan şarabı eşliğinde ışıl ışıl duran bir Parthenon görmek günün tüm yorgunluğunu atmanıza yardımcı olacak. Atina günün her saatini değerlendirmeniz gereken çok güzel bir şehir olduğundan bunu es geçmeyin.
Eğer Atina’ya yerleşmeyi ve en az 1 sene kalmayı düşünmüyorsanız emin olun şehrin her yerini görme şansınız yok. Sadece müzeleri gezmek bile en az 1 hafta alacak. Diğer yandan düzinelerce olan arkeolojik alanları saymaya bile gerek yok. En çok ilginizi çeken konu neyse ona odaklanın ve onları yapın. Atina’nın kültürünü en güzel yansıtan yerler aynı zamanda taverna ve kahvehaneler olduğundan arada bir mutlaka buralara da uğrayıp biraz eğlenin. Özellikle bahçesinde oturup bir kahve ya da bira içmek, dondurma yemek ve gelip geçen insanları seyretmek oldukça keyifli anlar yaşatabilir.
Atina herkesin birkaç defa gitmesi gereken muhteşem bir şehir. Farklı bir şehre adapte olmaya çalışırken bazı hatalar yapmak kaçınılmaz ancak önemli olan bunlardan ders alıp bir dahaki gelişinizde tekrar aynı hataları yapmadan o şehrin keyfini doyasıya çıkarabilmek.
Henüz yorum yok.