Berlin'de Görmeniz Gerekenler
Wikipedia'yı açıp da Berlin'i ararsanız "görmeniz gereken yerler" diye bi başlık çıkıyor. Yani tavsiye filan değil bu! Kesin görmeniz lazım! Neyse ki ben Avrupa rüyası sayesinde Berlin'i ve o listedeki yerlerin bazılarını gördüm. Yani içim rahat, keyfim gıcır. Otobüsle Avrupa turu düzenleyen ve sizlere 19 günde 26 şehir gezdiren başka bir tur daha bulamazsınız. Ben bulamadım ve Avrupa rüyasına kayıt yaptırdım. Başladım en güzel şehirleri gezmeye ve geldim Berlin'e. İyi güzel de nereleri gezdin, naptın hadi onları anlat derseniz buyrun efenim aşağıda Berlin gezimi paylaşıyorum sizlerle.
Brandenburg Kapısı
Berlin'de görmeniz gereken ilk yer burası. Hem listenin de en üst sırasında yer alıyor. Berlin şehrinin ana sembollerinden biridir. Kapı 1788-1791 yılları arasında yapılmış. Şehre gidip de kapıyı görmeden hele hele sütunların arasından geçmeden olmazdı. Kapının üst kısmında atlı araba görülüyor. Rehberimiz Levent Bey'den bilgisini alıyorum. Atlı arabaya Quadriga deniyormuş. Yani 4 at tarafından çekilen araba demek. 1806'dan sonra, Napolyon, Jena-Auerstedt Muharebesi'nde Prusya'yı yenince Quadriga'yı yerinden söktürmüş ve Paris'e götürmüş. 1814 yılında Prusyalı General Ernst von Pfuel Napolyon'u yenip Paris'i ele geçirince Quadriga'yı geri almış ve Berlin'e getirmiş tekrar. Burası Berlin gezisi için tek başlangıç noktası olabilir bence. Çünkü merkezde kalıyor. Burada diğer yerlere ulaşım oldukça basit. Ayrıca şehirde bi etkinlik kutlama konser vs. varsa kesin burada oluyor belirteyim.
Alexanderplatz
İlk başta bir hayvan pazarı yaparız diye düşünmüşler Alexanderplatz'ı ama Rus İmparatoru I. Aleksandr'ın Berlin'i ziyaret etmesi şerefine burası bir meydan olmuş ve Alexanderplatz olarak adlandırmışlar. Alexanderplatz'ın asıl parlak zamanları ise 1920'li yıllarda Potsdamer Platz'da gece hayatının başlaması ile olmuş. Sürekli gelişen mimarisiyle en gözde meydanlardan birisi olmuş burası. Bir de tren gari eklenmiş buraya sonraki yıllarda da oteller, avmler derken şuan en kalabalk yerlerden birisi olmuş çıkmış.
Fernsehturm (Televizyon Kulesi)
Meydanın hemen yanınada yer alıyor. İlk yapıldığı zamanlar Avrupa'nın ikinci en yüksek binası olan Fernsehturm aslında bir radyo, televizyon verici kulesi. Fakat şehrin en güzel manzarasına sahip. Siz de bu manzarayı görmek isterseniz bi miktar para (12 Euro) ödemeniz gerekiyor maalesef. Ama görmeye değer bence.
Berliner Dom (Berlin Katedrali)
Berlin Katedrali, içinde hiçbir zaman bir piskopos yaşamadığı için gerçek anlamda bir katedral değildir diyor rehberimiz ama yine de görmeye değer tabii ki! Berliner Dom, Büyük, etkileyici bir yapı. Bence içine de mutlaka girmek lazım hatta üşenmeyip o merdivenleri tırmanarak yukarı bile çıkmanız gerekiyor. Çünkü en tepeye çıkmayı başarırsanız, oldukça etkileyici bir Berlin manzarası izlersiniz ve bana da teşekkür edersiniz kesin! Benim zamanım kısıtlı malum gezecek daha çok ülke, çok şehir var. Ama buralara tekrar tekrar gelmek isterim diye düşünüyorum. Ama şuan baştan başa Avrupa turuma devam etmeliyim. Avrupa rüyası ile çıktığım otobüsle Avrupa turu son hız devam ediyor. Size de tavsiye ediyorum.
Henüz yorum yok.