Hollanda'nın güneyinde, kanalları ve geleneksel tarihi yapıları ile küçük ve tipik bir Hollanda şehri olan Delft, ülkenin büyük kentlerinden Rotterdam ve Lahey arasında, dünyaca bilinen ve Delft Blue adı verilen mavi-beyaz seramikleriyle ünlü. Günübirlik, turistik bir gezi için oldukça uygun bir Hollanda kenti olan Delft, bölgeyi keşfetmek için de üs olarak görevi görüyor. Amsterdam'ın turist kalabalığına kıyasla, çok daha samimi, ülkenin kültürel zenginliğine ve günlük yaşamına ilginç bir bakış açısı sunan güzel bir alternatif. Amsterdam'dan trenle yalnızca bir saat uzaklıktaki bu şirin yerleşim, ressam Vermeer'in yaşamış olmasıyla da tanınıyor. Diğer yandan Hollanda'nın en ikonik yapıları olan Nieuwe Kerk’in gölgesindeki geniş meydandan, Oude Kerk'in beş görkemli kulesine de ev sahipliği yapıyor.
1. Güne Nieuwe Kerk ve Oude Kerk ile başlayın
Delft'in mükemmel turistik yerleri olan Nieuwe Kerk (Yeni Kilise) ve Oude Kerk (Eski Kilise), aynı zamanda Hollanda'nın da en ünlü yapıları arasında yer alıyor. Yalnızca "de Markt" ya da pazar olarak adlandırılan Delft'in güzel ana meydanının kuzeyinde yer alan Nieuwe Kerk, 15. yüzyıldan kalma Gotik bir yapı. Nieuwe Kerk'ten 2 yüzyıl öncesine dek uzanan tarihe sahip Oude Kerk, Scheve Jan yani Çarpık John lakabıyla bilinen, eski bir gotik Protestan kilisesi. En tanınmış özelliği, 75 metre yüksekliğindeki çan kulesi olan yapının en büyük çanı yaklaşık dokuz ton ağırlığa sahip!
2. Delftware’de mavi porselen üretimine tanık olun
En eski "Delftware" fabrikası olan Royal Delft'te, Delft’in mavi porselen üretimine tanık olun. Hollandalı çömlekçiler 17. yüzyılın başlarında Çin porselenlerinin mavi ve beyaz motiflerini görerek, kısa bir süre sonra lale ve yel değirmeni gibi yerli Hollandalı ikonlarla kişiselleştirdiler. Oldukça estetik ve güzel bir yer olan fabrikada değerli vazolar, tabaklar ve fayanslar görüp bu zahmetli üretim hakkında bilgi edinebilir ve hatta alışveriş yapabilirsiniz.
3. Museum Het Prinsenhof'da Hollanda tarihine bakış atın
Hollanda Cumhuriyeti’nin hikayesini anlatan Museum Het Prinsenhof'da, yepyeni bir ülkenin tarihini yeniden keşfedebilirsiniz. 15. yüzyıldan kalma dönüştürülmüş bir manastırda yer alan sakin avlu, ziyaretçilerinin nefeslerini William the Silent'in anıtsal heykeli etrafında dolanan bakımlı çalılıklarla çekiyor. İçeride, ziyaretçiler bu "Father of the Fatherland" ve ülkenin 17.yüzyıldaki hali hakkında bilgi edinebilirsiniz.
4. Markt'ın imkanlarını keşfedin
Bir bayramın ardından çevreyi gezmek ve öğle yemeğini yakmak için güzel şehir merkezinin tadını çıkarmak için bir yürüyüşe çıkmanızı tavsiye ederim. (Endişelenme, 350'den fazla merdiven çıkacaksın!) Kentteki hemen tüm yolların ulaştığı, Delft'in merkez üssü Markt’ın bir yanını çarpıcı güzellikteki Delft Belediye Binası’na, diğer yanını ise Yeni Kilise oluşturuyor. Meydandaki birkaç Delftware mağazasını gezebilir, nisandan ekime kadar bir cumartesi günü Delft'i ziyaret ediyorsanız, Hippolytusbuurt ve Voldersgracht'daki antika bit pazarını ziyaret edebilirsiniz.
5. Vermeer Centrum Delft’de sanata doyun
Hollandalı ünlü 17. yüzyıl ressam Johannes Vermeer'in eserleri ve yaşamı hakkında fikir sahibi olmak isteyenlerin gezebileceği Vermeer Centrum Delft sanat tutkunlarının bulunmaktan hayli memnun kalacağı bir yer. Sanatçının 37 eserinin kronolojik sırayla reprodüksiyonlarını barındıran merkezin birinci katında Vermeer'in yöntemlerini ve meşhur ışığını gösteren Vermeer'in stüdyosunu bulacaksınız. İkinci kattaki Vermeer'den Aşk Mektupları adlı özel sergide ise, çeşitli ünlü tabloların sırları ortaya koyuluyor.
Avrupa Rüyası PLUS ile ziyaret edebileceğiniz Delft, daha dar kanal ve köprülerle örülmüş, daha az insanın yaşadığı küçük Amsterdam. Delft'in en güzel kanallarından biri olan Voldergracht'ı görmeyi unutmayın!
Henüz yorum yok.