GÖRMEDEN DE SEVDİĞİM PİSA

Görmeden de Sevdiğim Pisa
İtalya’ya hiç gitmemiş insanlar bile mutlaka bir yerlerde fotoğrafını görmüş, haberlerini duymuştur. Benim de çok merak ettiğim yerlerden birisiydi Pisa. Yaklaşık 100.000 kişilik nufüsa sahip, meşhur eğik kulenin olduğu bu şehri Avrupa Rüyası turu sayesinde gördüm, gezdim. Hala da özlemle anımsıyorum bu geziyi. Toplam 19 günde 18 ülke ve 26 şehir görebileceğiniz, yeni arkadaşlıklar kuracağınız ve uzun yıllar hatırlayacağınız anılarla dolu bu turu heralde hiç unutamam.
Pisa, 11-12. yy’da bu bölgenin en önemli deniz ülkelerinden birisi olmuş. 1500'lerin başında ise Floransa'nın sınırlarına girmiş. Pisa'nın tarihi şehir bölümü 1987 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine alınmış. "Mucizeler Meydanı" ismi İtalyan yazar ve şair Gabrieled'Annunzio tarafından 1910 yılında yazılan bir şiirden alınmış. Bu meydanda 11. yy’dan itibaren yapılan yapılar yer alıyor. Neymiş bunlar derseniz ilkini hemen söyleyeyim. Meşhur Pisa kulesi!
Toplamda 8 katlı ve 72m olarak planlanan bu kuleyi şuan 3 kat yapılmış ve yaklaşık 5m eğilmiş halde görüyoruz. Bunun nedeni dere yatağına taşınmış olan alivyon toprağının üzerine yapılmış olması diyor rehberimiz. Aslında pek de önemsemiyoruz neden eğik olduğunu çünkü herkes çoktan o kuleyi kaldırır haldeki pozları vermeye başladı bile. Hiç gitmeseniz bile görmüşsünüzdür demiştim. Şimdi tekrar hatırlatıyorum. Hani hafif yamuk duran kuleyi insanlar kaldırıyor veya destekliyor gibi poz veriyorlar ya; işte o kule! Bu meydanın etrafında bol bol yeşil alan da mevcut. Ben 1-2 pozu oralardan çekmek istedim ama maalesef çimlere basmak yasakmış.
Pisa kulesi aslında yan tarafında bulunan katedralin çan kulesi olarak inşa edilmiş. Ama toprağın yumuşak olmasıyla ağırlık bindikçe yatmaya başlamış. O yüzden yapımı 11-14 yy arasında sürmüş. Çeşitli teknikler deneyerek kulenin yatmasını önlemeye çalışmışlar ama her seferinde daha çok ağırlık bindiği için bu şekilde kalmış. En son 1990 yılında zemine beton güçlendirmesi yaparak durdurmaya çalışmışlar ama her sene eğilmeye devam ediyormuş.
Biraz daha yakın olalım katedrali de görelim diye yürümeye başlıyoruz. Biz yürüdükçe o binalar daha da güzel oluyor. Yaklaştıkça detayları görmeye başlıyorsunuz ve hayran hayran bakıyorsunuz. Bu katedrali ve çevresindeki yapıları Pisa halkı zenginliklerini göstermek adına yaptırmış. Gerçekten de üzrindeki detayları, mermer kaplamaları ve işçiliği göz dolduruyor.
Yapının iç kısmı daha da etkileyici. İç duvarlardaki mozaikleri, özellikle de kubbe bölümündeki Hz. İsa mozaiği çok güzel görünüyor. 5 nefli ve büyük bir apsisi olan katedral altın rengi metalden tavan bölümü de çok güzel olmuş. Hemen solunuzda duran vaaz kürsüsü de sizi çok etkileyecektir eminim.
Bu arada söylemekte fayda var. Katedarale giriş ücretli (15€). Ama bu biletle diğer yapıları da gezebiliyorsunuz. Kuleye çıkmak için sıra beklemek çok vakit kaybettireceği için ben vaftizhaneyi gezmeyi tercih ettim. Katedralin ana girişi aslında kulenin olduğu taraf fakat normalde yani aktif olarak kullanıldığı tarihte girişler vaftizhanenin ordaki kapıdan yapılıyormuş. Vaftizhanenin yapımına 12. yüzyılda başlamışlar fakat inşaat nerdyse200 yıl sürmüş. Bittiği zaman İtalya'nın en büyük vaftizhanesi ünvanını almış. Orta bölümde vaftiz törenlerinin yapıldığı bir yer var. Dar bir merdivenle üst kata da çıkabiliyorsunuz. Vitraylı pencerelerinden içeriye ışık girdiğinde çok güzel görünüyor.
Çok keyifli bir Pisa turu yaptıktan sonra otobüse dönme vakti geliyor. Uzun zaman hatırlayacağım, çektiğim fotoğrafları bütün sosyal medya hesaplarımda 1 yıl boyunca yayınlarım heralde. Şimdi Avrupa Rüyası otobüsüyle İtalya’yı gezmeye devam etmem gerekiyor. Size de otobüsle Avrupa turu için tek adresin Avrupa Rüyası olduğunu hatırlattıktan sonra müsaadenizi istiyorum artık.

YORUMLAR

  • Henüz yorum yok.

YORUM YAP