Avrupa rüyası otobüsüyle baştan başa Avrupa turuna devam ediyoruz. Bugünkü durağımız Viyana. Tam anlamıyla bir kültür sanat başkenti diyebilirim. Hiç vakit kaybetmeden şehrin sokaklarında gezmeye başladık. Wolfgang Amadeus Mozart'ın doğduğu topraklarda şüphesiz müzikten bahsetmemek olmaz. Şehrin nerdeyse her köşesinde bir müzik etkinliği var. Hatta metroya halka açık tuvaletlere girdiğinizde kulağınıza klasik müzik sesleri gelirse şaşırmayın.
Museums Quartier:
Türkçesine müzeler meydanı diyebileceğim, birçok müzenin bir arada bulunduğu çok renkli bir meydan burası. Meydanda insanların vakit geçirebilecekleri oturma alanları, birçok kafe, tasarım eşyaları satan mağaza bulunuyor. Tarihte ise bu alan, kraliyet atlarının bakıldığı yermiş ve at arabalarına ev sahipliği yaparmış. Binalar barok tarzdadır. 1998 yılında son tadilat ile bugünkü halini almış.
MUMOK (Modern Sanatlar Müzesi)
Şehrin müzeler bölgesi Museumsquartier’de bulunan Museum of Modern Art binası zaten ilginç mimarisi ile kolaylıkla dikkatinizi çekecektir. Avrupa’nın en büyük ve kapsamlı modern sanant müzesi. Amerikan pop art, realizm, kavramsal, minimal ve daha birçok türde eserler sergilenir. Tavsiyem müze girişinde audio guide almanız. Böylece doğru sıraya göre müzeyi gezebilirsiniz.
Leopold Museum
Bu müze Museumsquartier’de yer alan ve bence mutlaka görmeniz gereken bir başka sanat müzesi. Müzede Sanatçı Egon Schiele'in çalışmalarının birçoğu sergilenmekte. 50 yıl gibi bir sürede Rudolf ve Elisabeth Leopold'un topladığı 5.000'den fazla eser Avusturya Cumhuriyeti ve Avusturya Ulusal Bankası'nın da katkılarıyla Leopold Müzesi'nde sergilenmeye başlanmış. Müze 2001 yılında açılmış. Sergilenen eserlerin büyük çoğunluğu 20. yüzyılın ilk yarısına aittir. Ayrıca Gustav Klimt'in de eserlerini görmek mümkün.
Naturhistorisches Museum (Doğa Tarihi Müzesi)
Adını okurken zorlanacağımız ama gezerken çok eğleneceğimiz bir başka müze burası. Doğanın tarihi de nasıl olur acaba derseniz; fosillerin oluşumundan dinazorlara, meteorlardan hayvanların yaşamlarına aklınıza gelen her şeyi görebilirsiniz.
Sigmund Freud Museum
Sigmund Freud yani psiko-analizin babası bu evde yaşamış sonra da yaşadığı evi müze yapmışlar. Büyük bir heyecanla gezdim burayı. Bazı yerlerde eskiden olduğu gibi korunmaya çalışılmış noktalar var fakat Nazi işgali sırasında Londra'ya gitmek zorunda kaldığı için birçok eşyasını oraya taşımış. O yüzden çok büyük beklentilerle gitmeyin derim. Fakat video odasında Freud'un görüntülerini izlemek için bile gidilebilir. Bu müzelerin yanı sıra ilginizi çekecek olan ZOOM Çocuk Müzesi, Sanat Kültür Merkezi, Mimarlık Merkezi gibi başka müzeler de gezebilirsiniz. Benim zamanım kısıtlı olduğu için gezemediğim aklımda kalan yerler de var elbette. Fakat şuan karış karış Avrupa turuma devam etmeliyim. Avrupa rüyası ile çıktığım otobüsle Avrupa turu son hız devam ediyor.
Henüz yorum yok.